Salih Altınışık yazdığı köşe yazısında Meslek odaları, demokratik temsilin ve mesleki dayanışmanın kurumsal zemini olarak kurgulanmış yapılar olduğunu belirterek " Bu kuruluşların asli amacı; meslek mensuplarının haklarını savunmak, mesleğin gelişimini sağlamak ve kamu yararı doğrultusunda mesleki standartları belirlemektir. Ne var ki, bu ideal işleyişin pratiğe yansımasında ciddi yapısal ve kültürel sorunlar baş göstermektedir.Bu sorunların başında ise temsiliyetin niteliği ve demokratik meşruiyetin tartışmalı hale gelişi yer almaktadır. Özellikle mesleğini fiilen icra etmeyen, hatta sektörden tamamen uzaklaşmış üyelerin seçim süreçlerinde aktif birer "oy deposu" hâline getirilmesi, odaların demokratik yapısına gölge düşürmektedir. Bu kişiler, gerekirse şehir dışından getirilip masrafları karşılanarak kongrelere katılmakta ve mevcut yönetime oy vermeleri sağlanmaktadır. Böylelikle, mevcut yönetimlerin pozisyonlarını korumaları kolaylaşırken, yenilikçi ve katılımcı adayların önü sistematik biçimde kesilmektedir."dedi
Bu tablo, yalnızca bir rekabet sorunu olmadığını belirten Altınışık "yönetsel etik, kurumsal meşruiyet ve mesleki gelişim açısından da ciddi bir krizdir. Zira seçimle iş başına gelen bir yönetimin meşruiyeti, yalnızca aldığı oy sayısıyla değil, bu odaların temsil ettiği iradenin güncelliği ve bağlamıyla da değerlendirilmelidir. Mesleki pratiğe ve oda faaliyetlerine hiçbir katkı sunmayan bireylerin, kritik yönetim kararlarını dolaylı yoldan etkilemesi, demokratik temsilin ruhuna aykırıdır.Bu durumun uzun vadeli sonuçları ise kaygı vericidir. Statükocu yönetimlerin yıllar boyunca aynı koltuklarda kalması, hem odaların dinamizmini zayıflatmakta hem de mesleki yenilenme süreçlerini sekteye uğratmaktadır. Böyle bir ortamda, mesleki sorunlara dair yaratıcı çözümler geliştirilmesi, vizyoner projelerin hayata geçirilmesi ve genç meslek mensuplarının sürece dâhil edilmesi giderek imkânsız hâle gelmektedir.ifadelerine yer verdi
Son olarak Salih Altınışık "Dolayısıyla, meslek odalarında sadece yapısal değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşüm elzem hâle gelmiştir. Bu dönüşüm, üyelik ve seçim süreçlerinin yeniden tanımlanmasını, aktif katılımı teşvik eden mekanizmaların geliştirilmesini ve etik kuralların net biçimde uygulanmasını gerektirir.Toplumun ve mesleklerin ilerlemesi, sadece teknik bilgiyle değil; temsil adaleti, katılımcılık ve etik yönetişimle mümkündür. Aksi hâlde, demokratik yollarla şekillendiği varsayılan yönetimlerin, işlevsiz ve meşruiyet açısından sorunlu yapılara dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır."dedi
Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2025, 16:15