KTÜ Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinden Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy, son zamanlarda kamuoyunu meşgul eden Maymun Çiçeği hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu:
“Maymun Çiçeği”, yeni adıyla ‘M-Çiçeği (MPox)’, eskiden hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktı. Ancak şimdi insanlardan insanlara yakın temas yoluyla bulaşan viral bir hastalıktır. Bu yıl Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yeni vakalar ve ölümler görülmüştür. Hastalık son haftalarda Doğu ve Orta Afrika'daki diğer komşu ülkelere yayılmıştır.
Hastalık aslında 1958 yılından beri bilinmektedir. İlk insan vakası 1970 yılında, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yaşayan dokuz yaşındaki bir çocuktu. 2022'den itibaren vaka bildirimleri aynı coğrafyada artarak devam etmektedir. Mayıs 2022'den itibaren Avrupa, Amerika ve Avustralya kıtalarındaki bazı ülkelerden de hastalık rapor edilmektedir. Eylül 2023’ten itibaren Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde başlayarak sonrasında komşu ülkeler olan Kongo Cumhuriyeti, Ruanda ve Gine’den ve 2024 yılı itibarıyla Nijerya’dan vaka bildirimlerinde artış görülmüştür. Hem çocuk hem de yetişkinlerde hastalığa bağlı ölümler bildirilmeye başlamıştır.
Bulaşma
Hastalığın bulaşmasında enfekte kemirgenlerin Afrika'nın bazı bölgelerinde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları, deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas veya ısırık yoluyla insanlara bulaşabilir. Çiğ ve az pişmiş enfekte hayvanların etleri ve diğer ürünlerini yemek de risk oluşturmaktadır.
İnsandan insana bulaşmada uzun süreli yakın cilt teması önemlidir. Deri teması veya enfekte bir kişinin havlu, giysi veya yatak örtüsü gibi kişisel eşyaları paylaşması gibi diğer yakın temas şekilleriyle de bulaşabilir. Bu durum, özellikle aynı ortamı paylaşan kişiler ve sağlık çalışanlarını risk altında bırakabilir. Virüs, vücuda hasarlı cilt, solunum yolu veya göz, burun, ağız, rektum ve anüsteki mukoza zarları yoluyla girebilir. M-Çiçeği cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kabul edilmez, ancak cinsel temas yoluyla da yayılabilir. Haziran ayında, doğrulanan vakaların %29'unun seks işçileri arasında olduğu bildirilmiştir. 2022'deki ilk büyük salgın sırasında, virüs çoğunlukla eşcinsel erkekler arasında yayılmıştır. Havada virüs partikülleri varsa ve uzun süreli, kapalı ortamda M-Çiçeği tanılı hastayla kalınırsa, solunum yoluyla da bulaşabilir.
Hastalık Belirtileri Nelerdir?
İlk belirtiler yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişlik, halsizlik ve yorgunluktur. İlk belirtilerden 1-5 gün sonra, çoğunlukla yüzden başlayıp, daha sonra genital bölgeler ve anüs dahil olmak üzere vücudun diğer bölgelerine yayılan döküntüler ortaya çıkmaktadır. Döküntüler kabarık lekeler olarak başlar ve sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Bazen bu döküntüler ağız içinde de olabilir. Lezyonlar, iyileşene kadar ağrılı olabilir ve kabuklanmaya başladıklarında kaşıntı görülebilir. Enfeksiyon 2-4 hafta sürebilir ve hastalar belirtiler iyileşmeye başlayana kadar bulaştırmaya devam eder. Kabuklar döküldükten sonra kişi virüsü etrafa bulaştırmaz. Şiddetli vakalarda, zatürre gelişebilir, lezyonlarda bakteriyel enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Çocuklar, genç yetişkinler ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarda bulaşma riski ve ölüm oranı daha yüksektir. Hamilelerde enfeksiyon, anne için ciddi risk oluşturur; bebek için doğumsal enfeksiyon ve ölüm gibi riskler bulunmaktadır. Nadiren kalp kası ve beyin iltihabı görülebilir. Lezyonlar, göz tutulumu olduğunda körlüğe neden olabilir. Afrika'da yayılan salgında en çok etkilenenler çocuklar ve ergenlerdir. Ölümcül vakaların %60'ından fazlası 5 yaş altındaki çocuklar olmuştur.
Tedavi Edilebilir mi?
M-Çiçeği vakalarının çoğu genellikle hafif hastalığa neden olur ve birçok insan birkaç hafta içinde iyileşir. Tedaviler genellikle şikayetleri hafifletmeye yöneliktir. Tedavide bazı antiviral ilaçlar kullanılabilir. Ancak doğrudan etkili olduğu bilinen bir ilaç yoktur.
M-Çiçeği Aşısı Var mı?
M-Çiçeği’ne karşı koruma sağlayan üç aşı vardır. Aşı, öncelikli olarak risk grupları ve hastalığın yaygın görüldüğü yerlerde uygulanacaktır. Çiçek hastalığına aşılananlarda, çiçek aşısının M-Çiçeğini önlemede yaklaşık %85 oranında etkili olduğu birkaç çalışmayla kanıtlanmıştır. Bu nedenle daha önce çiçek aşısı olanlar (1980 öncesi doğanlar) hastalığı daha hafif geçirebilir ya da hastalıktan korunabilirler. Çiçek hastalığına karşı önceden aşı yapıldığının göstergesi olarak, ön kol üst kısmındaki aşı izi kabul edilebilir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Sağlık Acil Durumu Neden İlan Edildi?
Hastalık, Mayıs 2022'de daha önce M-Çiçeği bildirilmemiş 100'den fazla ülkede salgınlara yol açtı. Son haftalarda benzer bir durum olduğundan yani daha önce görülmeyen ya da görülse de sayısal olarak tahminden fazla hasta olması yüzünden acil durum duyurusu yapıldı. Buradaki asıl amaç, hastalığın yayılmasını engellemek ve hastalıktan korunma konusunda daha dikkatli olunmasını sağlamaktır. Ayrıca hastalık için riskli kişilere ve bölgelere tıbbi destek ve finansman sağlama konusunda hızlı programlar oluşturulabilmesi için planlama yapılmasını sağlamaktır. Bir salgını engellemek, yayılmasını durdurmak ve kontrol altına almak için uluslararası iş birliği gereklidir.
Bizde Görülebilir mi?
DSÖ'nün M-Çiçeği nedeniyle acil durum ilan etmesinin ardından, Sağlık Bakanlığı ülkemizde henüz herhangi bir kısıtlama veya ek tedbir ihtiyacı bulunmadığını belirtmiştir.
Hastalık, 2022 yılında ülkemizde de görüldü, ancak rakamları bilmiyoruz. Ülkemizde yine vakalar görülecektir. Ülkemizin artmış seyahatler nedeniyle hastalıktan etkilenmemesi söz konusu değildir. Riskli ülkelerden gelenler veya bu bölgelere seyahat edenlerde bulaşma yollarına dikkat edilmezse hastalık ortaya çıkabilir. Yani korunma önlemleri alınmazsa hasta olunabilir. Ancak Afrika’daki salgına neden olacak bir artış muhtemelen olmayacaktır.
Korunma
En önemlisi, her hastalıkta olduğu gibi el hijyenineuyulmasıdır. Cilt lezyonu olanlara doğrudan temas edilmemeli, havlu, çarşaf, yatak, giysi gibi malzemeler ortak kullanılmamalıdır. Riskli bir temas olduğunda ve gribal bir enfeksiyonla birlikte cilt lezyonu olduğunda hemen bir hekime başvurulmalıdır. Özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerden gelenler ve/veya seyahat öyküsü olanlar veya bu kişilerle teması olanların hekime başvurmaları gerekir.
Her hastalıkta olduğu gibi burada da en önemli konu, hastalığa yakalanmamak için gerekli önlemleri almak ve riskli davranışlardan kaçınmaktır.
Son olarak, hastalık konusunda korkuya ve paniğe kapılıp, kafa karışıklığı yaşamamak için konuyla ilgili yetkinliği olmayan kişilerin söylediklerine önem verilmemesini öneririm.