banner100

HEKİMSEN TRABZON ŞUBESİ İŞ BIRAKMA EYLEMİ KARARI ALDI

HEKİMSEN TRABZON ŞUBESİ İŞ BIRAKMA EYLEMİ KARARI ALDI

Hekimsen Trabzon Şubesi Rize, Fatsa ve Bafra Devlet Hastanelerindeki meydana gelen olaylardan dolayı 28 Temmuz Cuma günü iş bırakma eylemi yapacak.

Hekimsen Trabzon Şubesi açıkladıkları basın metninde; Hekimsen 28 Temmuz 2023 tarihinde Rize, Fatsa ve Bafra Devlet Hastanelerinde kamuoyuna da yansıyan akil almaz ve korkutucu hastane ortamında çalışanları ve vatandaşları da tehlikeye atan silahlı çatışmalar dolayısıyla iş bırakma kararı almıştır. Tüm çalışanlarımızın taciz ve diğer güvenlik nedenleri ile iş yerlerinde o gün bulunmamaları önemle duyurulur.

Şiddeti önlemek için çıkarılan yasa çözüm getirememiştir. Bu nedenle şiddet olanca hızıyla devam etmektedir. Sağlıkta şiddet katalog suçlar kapsamında değerlendirilmesine rağmen suçlular hâlâ salıverilmekte, verilen cezalar ertelenmektedir. Bunun sonucunda şiddeti uygulayanlar işledikleri suçun cezası olduğunu idrak edememektedirler. Metal detektörü, x-ray cihazı gibi önlemler şiddetin görülmediği kurumlarda bile etkin kullanılırken sağlık kurumlarında kullanılmamaktadır.

Şiddet Konusunda Çözüm Önerilerimiz:

Cumhuriyet Savcılarının inisiyatifine bırakılmayacak şekilde düzenlemeler yapılarak suçluların tutuklu yargılanması kesin olarak sağlanmalıdır. Sağlık kuruluşlarında metal dedektörü, x-ray cihazı gibi önlemlerin etkin kullanılması, güvenlik görevlilerinin yetki ve sorumluluklarının artırılması sağlanmalıdır. Sözlü veya fiziksel şiddete başvuranların, usulsüz rapor isteği ve hekimin görevini kötüye kullanmaya zorlayacak her nevi talebin mutlaka kayıt altına alınıp işlediği suçun şiddetine göre belirlenecek süre ve kriterlerle devlet kurumlarında acil durumlar haricinde sağlık hizmetlerinden menedilmeli ya da verilecek hizmet kısıtlanmalıdır. Şiddet uygulama geçmişi olan şahısların sağlık kuruluşlarına güvenlik güçlerinin kontrolünde başvurması sağlanmalıdır. Şiddetten dolayı suçu kesinleşenlerin, bu konuda yetkili bir sağlık kurulu tarafından zararsız olduğu tespit edilmedikçe güvenlik gereği hastanelerin mahkûm koğuşunda muayene olmaları sağlanmalıdır. Hasta ile sağlık personelini karşı karşıya getiren durumların önüne geçilmeli, önüne geçilemeyen durumların kontrolü için güvenlik güçleri bulundurulmalı, kurum ana güvenliği güvenlik güçlerince sağlanmalıdır. Özel güvenlik çalışanlarının yetki ve sorumlulukları artırılmalı, şiddete müdahil olan özel güvenlik çalışanının iş akdi müdahalesinden dolayı sonlandırılmamalıdır.

Tehdit durumlarında ivedilikle tehdit edilen sağlık çalışanı korumaya alınmalı ve tehdit eden şahıslar tutuklanarak yargı önüne çıkarılmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde tüm gruplarda güvenlik görevlisi çalıştırılmalı ve bu gider cari ödeneklere eklenmelidir. TV’lerde ve diğer tüm sosyal platformlarda kamu spotları şeklinde sağlıkta şiddette farkındalık oluşturmaya yönelik yayınlar sıklaştırılarak yapılmalı; vatandaşı daha da bilinçlendirebilmek için gerekirse muayene bekleme salonlarında, belediye otobüslerinde dahi bu kamu spotları tekrar tekrar gösterilmelidir. Sosyal medya, dizi ve filmlerde zaman zaman yer alan hekime şiddeti özendirici her türlü yayın ve paylaşım sıkı şekilde denetlenmeli, bu tür yayın ve paylaşımları yapanlara caydırıcı cezalar verilmelidir. Şiddet olaylarında, hizmet verilmeyen süre ile orantılı olarak şiddet eylemine karışan her bir kişiye ayrı ayrı idari para cezası verilmelidir. Şiddet olaylarında kamu malına verilen ve kamu hizmetinde aksamaya neden olan durumlardan doğan zararlar şiddet faillerine rücu ettirilmelidir. Sözlü şiddet, hakaret ve tehdit gibi durumlarda, fiili gerçekleştiren kişi hakkında bakanlık/kurum tarafından maddi tazminat davası açılmalı; kazanılan miktar mağdur personele ödenmelidir. Şiddet gösterdiği mahkemece tespit edilen kişilerin SGK primleri, kişi tarafından ödenmek üzere belirli bir oranda yükseltilmelidir. Şiddete maruz kalınması durumunda güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin en geç 3 dk. içerisinde olay yerine gelmeleri ve sağlık çalışanının şikayetçi olup olmamasına bakılmadan savcılığa bildirimi sağlanmalıdır. Çoğu hekim saldırgandan korktuğu ve şikâyetçi olması halinde kendi can güvenliğinden emin olmadığı gerekçesiyle şikayetçi olmaktan kaçınmaktadır. Ayrıca beyaz kod prosedürü uzun sürmektedir. Özellikle işleyişi aksatan ve fiziksel şiddetin söz konusu olduğu durumlarda sağlık çalışanının şikâyetçi olup olmamasına bakılmadan kamu davası süreci işlemeli, sağlık çalışanının “tanık” sıfatında ifadesine başvurulmalı ve bütün süreç boyunca kimliği mümkün mertebe gizli tutulmalıdır. Talep olması halinde “şikâyetçi” konumu ile ayrıca dava açılmalı, bu durumda da hastane veya kurum avukatları gerekli desteği etkin olarak sağlamalıdır.

YORUM EKLE

banner95